Kar yağıyor güneşli kirpiklerine

Hafıza insanı yanıltır derlerdi de inanmazdım. Tuttuk koskaca Can baba”nın şiirini yanlış hatırladık. Önce son günlük girdisindeki bir hatayı düzelterek başlayalım. Demişiz ki; Orjinali “Kuş olup uçmak isterken, ağaç olup kök salıyoruz” şeklindedir. Can Yücel’in “gitmek” adlı şiiri bu sözlerle başlar.

Yanlış demişiz. “Gitmek” şiiri bu sözlerle başlamaz efendim. Şöyle başlar;

Bugünlerde herkes gitmek istiyor. / Küçük bir sahil kasabasına, / Bir başka ülkeye, dağlara, uzaklara..

Yazmışken sonunuda yazalım, şöyle bitiriyor Can baba şiirini;

Ben her bahar aşık olmam ama
Her bahar gitmek isterim.
Gittiğim olmadı hiç,
Ama olsun… İstemek de güzel.

Bu düzeltmeden sonra kaldığımız yerden devam edelim. Toronto; soğuğu insanı bezdiren, düzeni usandıran şehir. Ben denk getirip görebildiğim her şehre bir renk veririm, o şehirlerden bir gökkuşağı yaratırım kendime. İşte o gökkuşağında Toronto”nun rengi de belli, gri. Bu şehir gri bir şehir. Yalnız ben bunları yazınca, eş dost sitem etmeye başladı; “yahu hiç mi iyi birşey yok o şehirde” diye.

Daha öncede yazmıştım gene yazayım. Sabahattin Ali usta, hep kötü şeylerden bahsettiği, hiç mi hiç güzel şeyler olmadığı konusunda eleştiriler alınca, alır kalemi eline başlar yazmaya…Güzel şeyler yazacaktır: Mutlu, mesut bir köpeği anlatacaktır. Sabahattin Ali”nin “Bahtiyar Köpek” isimli öyküsü böyle oluşur.

Derler ki “her şehrin iki yüzü vardır”. Ve elbette ki Toronto”nun da başka bir yüzü var. Toronto”daki iyi şeylerden de şu bir kaç yazıdan sonra bahsedeceğiz, mutlu, mesut bir Toronto”yu da anlatacağız.

Toronto Adası hakkında yazacaktık, yine gelecek sefere kaldı.

O zamana kadar “güneşli kirpiklerinize karlar yağsın“*…

————————————
* Bkz : Yitik Bahar / Turgay Fişekçi

Tags: , ,

Yorum yap