Festival Notları – 1: Bir ilk film: ’71
Sunday, April 5th, 2015–
30 yıllık iç savaş ya da “The Troubles” olarak anılan döneme dair, İngiltere ve Kuzey İrlanda tarihindeki kanlı olaylar üzerine epey film çekildi. Yanlış hatırlamıyorsam bunlardan biri de IKVS sayesinde Filmekimi 2012’de izlediğimiz James Marsh imzalı “Shadow Dancer / Gölgede Dans” idi. Nasıl ki Gölgede Dans filmi hem bu sorunlu dönemi hem de IRA meselesini ideolojiye saplanmadan ve derdini haklılık / haksızlık eksenine sokmadan, insani bir perspektiften ele aldıysa yine aynı duyarlılıkta ama farklı tarzda yine “The Troubles” döneminde geçen bir hikaye ile karşı karşıyayız.
Yönetmen Yann Demange bu ilk uzun metrajlı filminde bizleri yaklaşık 40 yıl öncesine 1971 yılına, İngiltere ve Kuzey İrlanda arasındaki kanlı savaşa, yani “The Troubles” dönemine götürüyor. Kuzey İrlanda polisine destek olmak amacıyla Belfast sokaklarına gönderilen bir grup ingiliz askeri bir operasyon sırasında geri çekilmek zorunda kalır, bu çekilme esnasında birlikten bir iki asker göstericilerin arasında kalır. Bu askerlerden biri de Gary Hook’tur. Film Gary Hook’un Belfast sokaklarında hayatta kalma çabalarını iyi bir aksiyon ile bizlere aktarırken olayların arka tarafına dair politik zemini ustalıkla kullanıyor.
Film boyunca adım adım ustalıkla sürdürülen gerilim, takip sahnelerindeki kamera kullanımları, aksiyon dozu ve başrolde oynayan genç ingiliz aktör Jack O’Connell’in harika performansı bir araya gelince ortaya gayet başarılı bir “ilk film” çıkmış. Hatırlayanlarınız olacaktır, Jack O’Connell geçen yıl 33. İstanbul Film Festivali’nde “Starred Up / Yüksek Risk” filminde de boy göstermiş ve o filmdeki Eric rolüyle sergilediği performans ile akıllarda yer etmişti. (“Starred Up / Yüksek Risk” http://www.erhanekici.com/blog/2014/04/14/festivalde-bir-hapishane-dramasi-starred-up/)
Filmin kendisine temel aldığı, (Kuzey İrlanda sorunu gibi grift ve karmaşık bir politik sorunun geçtiği bir dönem) sert politik bir zeminde geçen hikaye, filmin aksiyon eksenini oluştururken, senaryoya ustalıkla yerleştirilmiş yan konular ya da daha doğru bir deyimle filmin dokunduğu noktalar da asıl hikaye ile o hikayenin geçtiği toplumsal ve psikolojik ortam arasındaki ilişkinin de çok temiz ve anlaşılır şekilde sunulmasını sağlamış. Yani karşımızda temiz, iyi örülmüş ve bütünsel bir metin de var.
Çocukların bu sert politik ortamdaki varlığı ve aldıkları roller, filmde açıkça ortaya konan kirli savaş taktikleri, insan hayatının (ya da bir askerin hayatının) “bir et parçasından” öte anlam ifade edip etmediği ve savaşan gruplar arasında kalmış ve vicdanı ile mevcut koşullar arasında sıkışmış insanların filmin politik arkaplanındaki varlıkları asıl hikayenin akışı içine çok güzel yerleştirilmiş.
’71 Yönetmen Yann Demange’in (TV filmleri dışındaki) ilk uzun metrajlı filmi ve aynı zamanda senaryo’yu yazan Gregory Burke’nin de (TV filmleri dışında) ilk uzun metrajlı film senaryosu. Dolayısıyla hem yönetmenin hem de senaristin ilk ciddi işi olmasına rağmen gayet başarılı bir çalışma ortaya çıkardıklarını söylemek abartı olmayacaktır. Genç oyuncu Jack O’Connell ise “Gary Hook” rolüyle beklentilerin çok üstünde, harika bir oyunculuk çıkarmış.
’71 politik filmleri seven, aksiyon ve gerilimden de hoşlanan festival seyircisinin kaçırmaması gereken bir “ilk film”.
Meraklısına bonus: Filmde de önemli bir nokta olan “undercover” askerlerine (MRF – Military Reaction Forces) dair BBC One Panorama programının şu linkteki haberi de ilginizi çekebilir.
–
Güzel ve keyifli seyirler,
–