Archive for May, 2014

Tiyatro Festivali Notları – 2 : “Bir Yaz Gecesi Rüyası”

Sunday, May 25th, 2014

İngiliz dilinin, kültürünün ve tiyatrosunun en önemli yazarı kuşkusuz ki William Shakespeare’dir. Hatta biraz daha ileri giderek diyebiliriz ki Batı kültürünün, edebiyatının ve tiyatrosunun en önde gelen yazarlarındandır.

Neredeyse dört yüzyıldan beri Shakespeare insan gerçeğini, insan olmanın onurunu bize anlatarak, en çapraşık düşünceleri ve duyguları kavramamıza, yaşadığımız dünyanın, çevremizdeki kişilerin ve onlarla olan ilişkilerimizin gizlerini en olumlu biçimde çözmemize yardımcı olmuştur. Shakespeare’in ölümsüzlüğünün başlıca nedeni, her ülkenin her kuşağıyla sanki yeniden doğması ve her doğuşunda daha da canlı oluşudur.” (Mina Urgan, Shakespeare ve Hamlet, 1984)

19. İstanbul Tiyatro Festivali, içinde bulunduğumuz 2014 yılının William Shakespeare’in 450. doğum yılına denk gelmesi sebebiyle festival programının hatırı sayılır kısmını W. Shakespeare oyunlarına ayırdı. Bu kapsamda yönetmen Edward Hall’u ve Hall’un sanat direktörlüğünü yaptığı ingiliz Propeller Theatre Company’yi, Bir Yaz Gecesi Rüyası ve Yanlışlıklar Komedyası oyunlarıyla da festivalde ağırladı.


90’lı yıllarda kurulan ve sadece Shakespeare oyunlarını sahneleyen Propeller Theatre Company, festival kapsamında Bir Yaz Gecesi Rüyası ve Yanlışlıklar Komedyası oyunlarını Istanbul seyircisi ile buluşturdu. Her iki oyunu da topluluğun aynı zamanda sanat yönetmeni olan, Edward Hall sahneye koydu.


Propeller Theatre Company farklı bir ingiliz tiyatro grubu. Bu farklılıklarının en başında da, tüm oyuncu kadrosunun erkek aktörlerden oluşması ve oyunlarındaki kadın rollerini de bu erkek oyuncuların oynaması geliyor. Diğer bir farklılık ise sadece Shakespeare oyunlarını oynamaları.

Bizler Shakespeare’i yeniden keşfetmeyi diliyoruz. Bunu da en basit yoldan, oyunlarını olması gerektiği gibi oynayarak yapmak istiyoruz. Bu nedenle de oyunların olabildiğince açık, ritme dayalı ve sahnelemenin de hayal gücümüzü harekete geçirecek şekilde olması gerektiğine inanıyoruz. Ancak bu, oyunların kolayca ulaşılabileceği ve kavranabileceği anlamına da asla gelmemeli; böyle bir amaç gütmüyoruz. Anlaşılır olmak adına hemen herkesin yaptığı gibi meseleyi basitleştirmek türünden bir derdimiz asla yok, biz kendi işimize bakıyoruz.”

Bir Yazdönümü Gecesi

Festival kapsamında gösterilen Bir Yazdönümü Rüyası Shakespeare’in erken dönem oyunlarından olmasına rağmen en çok sahnelenen ve beğenilen oyunlarından biri aynı zamanda. Oyunda aşk ve evlilik kavramları, aşkın ve yanılsamanın çatışması, kraliyet düğünü öncesinde birbirlerine âşık çiftlerin hikâyesinde veriliyor. Çoğu Shakespeare oyununda olduğu gibi bu oyunda da hikaye gündelik ama aynı zamanda evrensel insani durumlar (aşk, evliklik vb.) özelinde başlayıp giderek karışık bir hal alır ve bu karmaşadan doğan durumlar oyunun sonunda çözülür ve sona gelinir. Şiir ve gülmecenin beraberliğinin oyunun dokusunu oluşturduğu metin, gülmece ve şiir ile -Mina Urgan’ın deyimiyle- en çapraşık düşünceleri ve duyguları kavramamıza, yaşadığımız dünyanın, çevremizdeki kişilerin ve onlarla olan ilişkilerimizin gizlerini en olumlu biçimde çözmemize yardımcı olur.


Propeller grubunun defalarca oynanmış ve sahnelenmiş bu Shakespeare oyununa getirdiği yorum ise seyredeğer. Özellikle sahne tasarımı ile dinamik oyunculuklar ve görsellik seyircinin sahneye olan ilgisini sürekli kılacak unsurlar içeriyor. Maske kullanımından, müzik kullanımına (oyundaki müzikler yine oyunlar tarafından icra ediliyor), dekor ve kostüm tasarımından oyunculuklara kadar herşey karşımıza etraflıca düşünülüp tasarlanmış bir oyun çıkmasını sağlıyor.

Oyunun sahne tasarımına özellikle değinmek gerekiyor. Sade, sade olmasına rağmen de, gerek estetik olarak gerekse işlevsellik olarak etkileyici bir sahne tasarımı söz konusu. Hem oyunun dinamik akışına (yeri gelmişken “propeller” pervane anlamına gelen bir sözcük), hem de oyunun olması gerektiği gibi oynanmasına katkıda bulunan tasarım sahnenin çevresine yerleştirilmiş bir ağ ve bu ağın ortasına yerleştirilmiş sandaleyelerden oluşan çevre tasarımı ve oyunun özüne çağdaş bir yorum getirebilen kostümlerden oluşuyor.

Michael Pavelka

Michael Pavelka

Burada biraz durmak ve Propeller grubunun tasarımcısı Michael Pavelka’nın tasarım anlayışını da paylaşmak gerekiyor. Verdiği bir röportajda “Sahnede her şey yerli yerindeyse, dekorcu/tasarımcı işini doğru yapmıştır demektir. Ancak mesele hiç de bundan ibaret değil! Hele ki tiyatro sanatının belki daha yüzlerce farklı yüzünü keşfederek, sahnede bunları ortaya çıkarıp seyirciye göstermek durumdaysanız!” der. Sahne tasarımına “sahnede herşeyin yerli yerinde olması” anlayışı ile bakan, metinde geçen mekanı birebir sahne diline aktaran (Eskişehir Şehir Tiyatrosu tarafından festivalde sergilenen “Özgürlüğün Bedeli” oyunu böyleydi mesela) ve böylece de tasarım yaptığını düşünen nice tasarımcının oyununu izledikten sonra bu bakış açısının bana çok kıymetli görünmesi garipsenebilir belki ama gerçekten önemli ve kıymetli bir bakış açısı. Michael Pavelka kendi tasarım anlayışına dair sarf ettiği aşağıdaki cümleler her oyun tasarımcısı/dekorcusu için rehber niteliğinde;

benim tasarım anlayışım oyuncuların ne giyinip kuşandıklarından ya da sahnede nelerin arasında dolaştıklarından ziyade oyuncunun ve sahnenin yarattığı dinamizmi yakalamak ve tasarımla sahneleme anlayışını kaynaştırmakla ilgilidir.

Yaklaşık 150 dakika boyunca seyircinin ilgisini bir an bile kaybetmeden kendi izletebilen bu çağdaş Shakespeare yorumu, “oyunu” olması gerektiği gibi oynarken, gerek tutturduğu mizahi ton, gerek oyunculuklar gerekse de sahnelemede sergilediği yaratıcılık ile (Edward Hall sayesinde) tiyatro seyircisine tiyatronun ne demek olduğunu bir kez daha hatırlatıyor.

Not: Hem yorum hem de tasarım anlamında tiyatroya bakışlarını ve oyunlarını sevdiğim Oyunbaz grubu’da festivalde bir Shakespeare oyunuyla (Kral Lear) yer alıyor. Fırsat bulursanız kaçırmayın derim.

İyi festivaller, keyifli oyunlar!