Samuel Beckett”in Oyun”u

Adını çok duyduğum ama ne tiyatro yöntemini (performatif sahneleme ve oyunculuk) ne de oyunlarını inceleme fırsatı bulduğum -maalesef ne sanat işcisi ne de fikir işcisiyim- tiyatro insanlarından Şahika Tekand. Tüm bildiğim tiyatroya yeni birşeyler katmaya, farklı işler yapmaya çalışan biri olduğu. Dolayısıyla IKSV Tiyatro Festivali programımı yaparken elimde sadece bu bilgi ve metnin de bir Samuel Beckett metni olmasından hareketle programıma dahil ettim “oyun’u”. İyi ki de etmişim.

IBB Tiyatrosu - Oyun

IBB Tiyatrosu - Oyun

Harbiye Muhsin Ertuğrul sahnesinin koltuklarına kurulduğumuzda hem samuel beckett metni hem de farklı işler ortaya çıkaran bir yönetmen (şahika tekand) söz konusu olunca beklentim de hayli artmış durumdaydı. Hem Pazar günkü lezzetli “kafka’nın maymunu” oyunundan sonra yine farklı ve güzel bir oyun neden olmasındı ki?

“Belki (…) anlam olmayan yerde anlam arıyorum.”  

Şahika Tekand Radikal gazetesine verdiği röportajda neden “oyun” sorusuna şu yanıtı veriyor:

“Oyun’, çok basit bir insani öykünün etrafında insanlığa ait bir anlatım yaratmayı başaran bir metin. Çok basit bir aşk üçgeni konuşuluyormuş gibiyken, aslında neredeyse Tanrı ile kul, doğa ile insan, sistem ile insan, iktidar eden ile iktidar edilen ikiliğini, bu ilişkiyi anlatmayı başarıyor. Yani küçücük bir insan hikâyesinden söz ederken insanlığa dair olanı konuşma potansiyeli barındırıyor.”  

Bir Samuel Beckett metni olarak “oyun”; küçük dünyalarına sıkışıp kalmış kentsoylu insanın kendini ifade mücadelesi, huzur ararken kendini içinde bulduğu kaos ve karmaşa ortamını basit bir öykü etrafında dile getiriyor. Bir sahika Tekand yorumu olarak “oyun” ise gerek Beckett tiyatrosunun ruhuna gerekse metnin gerektirdiği tekrar eden döngülere oyun içinde yer verme biçimi ile çıtanın üstüne çıkıyor, farkını hissettiriyor. Teatral gösteri metinle çok uyumlu olarak bir oyun üzerine oturtulmuş. Bu oyun içinde ise hız, tekrar ve oyuncuların başarılı performansı ortaya bütünlüklü ve gayet başarılı bir tiyatro oyununun çıkmasını sağlamış.

Başkalarını bilmem ama benim için “oyun” festivalin gözde oyunlarından biri oldu bile.

Bu arada geçenlerde Şahika Tekand ile yapılan bir başka röportajda türkiye’deki tiyatro seyircisi ile ilgili sorunlan bir soruya Tekand’ın verdiği yanıtıda burada paylaşmış olayım. (hem yanıtın doğruluğundan hem de üsluptaki zerafetten dolayı çok takdir ettiğim bir yanıt)

Siz dünyada oldukça tanınan bir sanatçısınız, dolayısı ile yabancı seyirciyi çok iyi biliyorsun. Türk ve dünya seyircisi arasında nasıl bir ilgi ve algı farklılılğı var?

Türk seyircisi çok sıcak bir seyirci yani olumlu veya olumsuz bir tepki vermek istediğinde bundan çekinmeyen, bütün içtenliği ile sahneye yansıtan, aktaran bir seyirci. Fakat özellikle Avrupa seyircisinde şöyle bir fark var; Bir Türk yönetmen olarak oraya gidip oyun koyuyorsunuz. Seyirci biletini alırken koyduğunuz oyunun metnini istiyor, okuyor, röportajlarınızı izliyor, dinliyor yani ders çalışır.”

“Belki (…) anlam olmayan yerde anlam arıyorum.”

Neşeli perşembeler,

Tags: , , , , ,

Okuyucu yorumları ( 1 yorum )

  1. Beckett’in izini sürmeye devam ederken | Brükselname 'nin yorumu:

    […] (1)   http://www.erhanekici.com/blog/2012/05/24/samuel-beckettin-oyunu/ […]

Yorum yap