Archive for August 7th, 2011

Hoş geldin yeni yaşım

Sunday, August 7th, 2011

-

-

Hayat eğer uğrunda herşeyi feda edecek tutkularınız yoksa, hayat mıdır?

“Cesaret esareti yenmeye yeter mi?”

(genç) Cenk zamanı, savaş meydanı, atak anı!

(olgun) bu dökülen kimin kanı?

Gaz – fren denkleminde, köprü yollarında, gişe kuyruklarında, metro hatlarında, otel odalarında, spor salonlarında, ofis masalarında, borsa endekslerinde, gösterge tablolarında, hastane koridorlarında, okul yollarında, semt pazarlarında, konser salonlarında, alışveriş merkezlerinde geçerken zaman ve geçen zamanla beraber tükenirken ömrümüz…

Sınırlarınızı görür, kendinizle barışır, coğrafyanızla kaynaşırsınız (mı?)

Zamanla yarışmanın anlamsızlığı, “doğmak, büyümek, yaşamak ve ölmek” sıralamasının değişmezliğine bırakır mı yerini?

Attığımız her adım artık yarışın hızına değil, sıralamanın ruhuna teslim olur mu?

*

“Ne zaman hürlüğün, barışın sevginin aşkına

Bir cigara atılmışsa denize

Sabaha kadar yanar durur” (mu)?

*

Plaza girişleri, asansör kuyrukları, turnikeler, “bip” sesleri…

Turnikenin her dönüşü kaç kontör götürür hayatımızdan?

*

Köhne bir limanda ya da ıssız bir sahilde denizi izler gibi izliyoruz hayatımızı..

Atlasak suya, kulaçlar atsak, açılsak açık denizlere

Boğulur muyuz?

*

Girer çıkarsınız. Plazalara, spor salonlarına, dost sohbetlerine, iş toplantılarına, market kuyruklarına, başkalarının hayatına, birilerinin yüreğine, kafelere, barlara, meyhanelere…

Hoşgeldin ile girilir, hoşçakal ile çıkılır (mı?).

Bir “hoşçakal” kaç “hoşgeldin” e bedeldir?

Ya da

Bir “hoşgeldin” kaç “hoşçakal” a bedeldir?

*

Hoş geldin yeni yaşım, hoşgeldin :)