iki ülke bir nehir

Şehrin güzelliğinin pek bir önemi yok, bahar her şehre yakışıyor ve bu güzel havalar sadece orhan veli”yi değil, herkesi mahvediyor. Dışarıdaki arsız güneşin bu diyarlarda kolay bulunan türden olmadığını anlayabilecek kadar tanıdım bu diyarları. Güneş fikrini değiştirmeden yola çıkmak lazım ki, gökkuşağının suyla dansını kaçırmayalım. Çok uzun olmasada (yaklaşık 110 km) uzun sayılabilecek bir yol için gereken temel ihtiyaçların yani fotoğraf makinası ve müzik hazırlanmasını müteakip Niagara”ya doğru yola çıkılıyor.

Niagara şelalesi (aslında şelaleleri) Ontario gölü ile Erie gölünü birbirine bağlayan niagara nehri üzerinde bulunuyor ve bu nehir o bölgedeki Amerika Birleşik Devletleri ile Kanada arasındaki sınırı oluşturuyor. Nehir üzerinde iki adet şelale var ve bunlardan biri Amerika tarafında diğeri ise Kanada tarafında. (Kanada tarafında olan büyük ve ihtişamlı, Amerika tarafında olan ise küçük, güdük bir şelale). Teknik bilgileri atlayalım, meraklısı için : http://en.wikipedia.org/wiki/Niagara_Falls

Şelaleleri tam cepheden gören yüksekçe bir alanda bilimum ünlü otellerin binaları ve casino var. Restoranlardan, şelale gezintilerine kadar her türlü olanak ve düzenleme yapılmış. Yani amiyane tabirle kaz gelecek yerden tavuğu esirgememiş kanadalılar. Ama şunu da eklemek gerek, manzayı gördükten gerekli aktivitelere (şelalenin arkasını görmek için tüneller var vs) katıldıktan sonra çok da yapacak birşey kalmıyor yani öyle aman aman büyük bir yer değil. En fazla bir veya iki gece kalınacak (çoğunluk günü birlik ziyaret ediyor) bir yer.

Doğa anlamında çok güzel bir yer, çok çok uzun bir şelale değil ve en sevdiğim şey -çoğu kişi gibi- gökkuşağı oldu. Ben şelalelerden ziyade toronto şehri ile niagara şehri arasındaki yolculuğu -her ne kadar üç-beş defa yanlış yollara saptıysam da- daha çok sevdim.

Tags: , , ,

Yorum yap